Tanım olarak baktığımızda sorumluluk; kurallara uyma, tercihlerin sonucuna katlanma, başka
insanlara ve onların haklarına saygı göstermedir.
Çocuğun kendi davranışlarının sorumluluğunu alması, bir gün içinde kazanabileceği bir beceri değildir, bu nedenle sorumluluklarını öğrenmesi için ona zaman tanıyın.
Çocuğunuzun hangi sorumluluğu alması gerektiğini nedenleriyle anlatırsanız, onu gerçekleştirmek için motivasyonu daha yüksek olacaktır.
Çocukların model alarak öğrendiklerini unutmayın. Öncelikle siz sorumluluklarınızı yerine getirerek örnek olun.
Çocukların her zaman, ebeveynlerinin motivasyonlarına ihtiyacı vardır. Sorumluluğunu yerine getiren çocuğunuzu mutlaka takdir edin.
Çocuğunuzun kendi davranışlarının sorumluluğunu almasına ve iyi gitmeyen davranışlarını değiştirmesine fırsat verin, ona yol gösterin.
Çocuğunuzun yaşına uygun sorumluluklar listesi hazırlayın. Sorumluluğunu üstlenmek istediği işleri bu listeden seçmesine fırsat verin ve onun doğru kararlar verebileceğine olan güveninizi koruyun.
Çocuğunuzun yaptığı yanlış seçimlerin (hayatını tehlikeye atmadıkça) sonuçlarını yaşamasına izin verin ki onlardan bazı dersler çıkarabilsin.
Çocuğunuza yardım edeyim derken, onun sorumluluğunun gelişmesini engelleyebileceğinizi unutmayın. Eğer işin nasıl yapılabileceğini bilmiyorsa ona işin nasıl yapılacağını gösterin.
Ev ile ilgili sorumlulukları da çocuğunuzla paylaşın. Örneğin sofra kurulmasına yardım etmek vb.
Mavi Aile Danışma Merkezi
Çocuk ruh sağlığı, çocuk psikolojisi, bebek ruh sağlığı, bebek psikolojisi, ergen ruh sağlığı, ergen psikolojisi ve aile çocuk ilişkisi üzerine profesyonel yardım
28 Mayıs 2015 Perşembe
Çocuğa Sorumluluk Kazandırma
Etiketler:
aile,
çocuk,
danışman,
danışmanlık,
destek,
eleştiri,
kızım,
mavi,
oğlum,
pedagog,
profesyonel,
psikolog,
psikoloji,
psikolojik,
ruh,
sağlık,
sorumluluk,
uzman,
yardım
23 Mayıs 2015 Cumartesi
Anne Babalara Öneriler

• Çocuğun istenmeyen davranışları karşısında anne babanın sakin kalmayı başarması ve hissettiklerini çocukla paylaşması korkutma ya da tartışmaya gerek kalmadan problemin çözülmesine yardımcı olacaktır. “Caddede elimi bırakarak koştuğunda, başına kötü bir şey geleceğini düşünüp endişeleniyorum.” örneğinde olduğu gibi.
• Anne babanın çocuğu iyi gözlemlemesi ve sorun ortaya çıkmadan önce müdahalede bulunması da sorunları azaltacaktır. Örneğin; çocuğun odaya girer girmez sehpanın üzerine çıkacağını önceden deneyimleyen anne baba, bu konuda onu sürekli uyarmak yerine, sehpayı bir süre ortadan kaldırarak çocuğun onu unutmasını sağlayabilir.
• Çocuk eğitiminde korkutma ve tehdit uygun yöntemler değildirler ve çocuğa psikolojik olarak zarar verirler. Anne babalar istenmeyen bir davranış için çocuğu korkutarak vazgeçirmeye çalışmak yerine davranışını sürdürmesi durumda karşılaşacağı sonuçla ilgili bilgi verebilir. Örneğin “Oyuncaklarını bu şekilde fırlatmaya devam edersen, bugün parka gidemeyeceğiz.’ şeklinde bir ifade kullanılabilir. Bu şekilde çocuğa bir seçim hakkı verilmiş olur. Davranışını devam ettirmesi durumunda karşılaştığı sonuç çocuk için bir bilinmez olmaz ve anne babanın kararlılığı karşısında aynı davranışı tekrar etme olasılığı azalır.
• Çocuklar daha çok istenmeyen bir davranış sergilediklerinde anne babalarının dikkatini çekerler. Bu şekilde sürekli olumsuz durumlarla karşı karşıya gelinmesi ise anne-baba-çocuk arasındaki ilişkiye zarar verir. Çocuklarının uyumlu olmasını, kurallara uymasını isteyen anne babalar çocuklarının istenmeyen davranışlarından daha çok istenen-olumlu davranışlarına odaklanmalıdırlar. Çocuk beklenen davranışı sergilediğinde onu sözlü olarak takdir etmeleri (‘Aferin’, ‘Ne kadar güzel!’) ve davranışını beğendiklerini dile getirmeleri (‘Oyuncağını arkadaşınla paylaşman ne güzel!’) davranışın kalıcı olmasına yardımcı olacaktır.
Psikolojik Danışman
Cangül ÖZER
Cangül ÖZER
Korkutmak Çocuklarda Bir Disiplin Yöntemi Olmalı mı?

Çocuklar yaşamlarındaki birçok şeyi anne babalarını ve diğer insanları gözlemleyerek öğrenirler. Bu durumda her uygun olmayan davranışında korkutulan, tehdit edilen ya da fiziksel şiddete maruz kalan çocuk için dünya güvenilmez bir yer olacak ve o da başka insanlarla olan iletişiminde benzer kalıplar kullanmaya yönelecektir. Diğer bir deyişle kendi ayakları üzerinde durması için disiplin verilmeye çalışılan çocuk, kendisine ve başkalarına güvenmeyen, korkuları olan, iletişim kurmakta ve sürdürmekte zorlanan bir bireye dönüşecektir.
Oysa çocuklar iyi, güzel ve doğru olanı öğrenmeye daha açıktırlar. Onlar anne babalarının kendilerini beğenmelerini, davranışlarını takdir etmelerini isterler. Çocukların istenmeyen davranışları için çoğu zaman geçerli bir sebepleri vardır. Kimi zaman sıkıldıkları için anne babalarına sorun yaratırlar, kimi zaman fark edilmek ve ilgilenilmek isterler, kimi zaman da kontrol edemedikleri merak duygularıyla harekete geçerler. Çocuğunu iyi gözlemleyen, ihtiyaçlarını görebilen anne baba, sevecen tavrı ve ilgisiyle çocuğun ortaya çıkabilecek istenmeyen davranışlarını önceden engelleyebilir.
Psikolojik Danışman
Cangül ÖZER
Cangül ÖZER
20 Mayıs 2015 Çarşamba
Mavi 16 Yaşında!
Ekibimiz ile birlikte, 16 yıl boyunca binlerce aileye hizmet verdik. Aldığımız her teşekkür bizi daha da güçlendirdi. Hep birlikte nice 16 yıllara.
Etiketler:
aile,
annelik,
babalık,
çocuk,
danışman,
danışmanlık,
desteki yardım,
mavi,
pedagog,
profesyonel,
psikolog,
psikoloji,
ruh,
sağlığı,
uzman
11 Mayıs 2015 Pazartesi
Kızım, Evde Bir Tatsızlık Olduğunda Beni Babasının Yanına Dönmekle Tehdit Ediyor...

Anne-babanın boşanması durumunda bu tarz sorunlar sıklıkla yaşanıyor. Anne ve babanın ayrı olması çocukları genellikle çok çaresiz hissettiriyor. Kendilerini bir karar vermek zorunda hissedebiliyorlar. Aslında babamda mı, annemde mi kalmalıyım? Hangisinden vazgeçeyim? sıklıkla düşündükleri sorular. Her durumda birisinden vazgeçmesi gerek gibi hissediyorlar. Belirttiğiniz gibi çatışmalar yaşandığında da diğer tarafta kalma isteği için mantıklı bir kanıt da buluyor çocuklar. Ancak büyük olasılıkla babasında da kalsa benzer bir sorun orada da yaşanacak. Bu tarz problemleri hangimizde kalmak istiyor? diye yorumlamaktansa, o anki çatışmanın ona ne yaşattığını anlayarak çözmeye çalışmak daha yararlı olacaktır. Nerede kalmasının en uygun olacağı ve nasıl bir düzende diğer ebeveyni görebileceğinin baştan konuşulup belirlenmesi önemlidir. Bunu da yapmışsınız zaten. Bundan sonra çıkabilecek problemlerde’ nerede istersen kal’ demek yerine yaşadığı sıkıntıya odaklanmak, duygularını anlamak ve ona zaman tanımak önemlidir. Böyle durumlarda çocukların güven duymaya ihtiyaçları oluyor. Bunun yaşanan bir sıkıntı olduğunu vurgulamalı, her koşulda onunla olmak istediğinizin altını çizmelisiniz. Çünkü ‘istersen git’ demek gitmene bir itirazım olmaz, senden vazgeçebilirim gibi mesajları da içerebilir. Çocuklar boşanma durumunda anne-babalarının kendilerini ortada bırakacağı, vazgeçeceği, yalnız bırakacağı kaygısını sıkça yaşarlar. Çatışma zamanları da bu kaygı güçlenebilir. Özellikle de çatışma zamanlarında ondan vazgeçemeyeceğinizi belirtmeniz bu nedenle önemlidir.
Oğlum Gördüğü Her Şeyden Korkuyor, Ne Yapabilirim?

Çocuğunuzun bu korkularının hangi durumlarda ya da zamanlarda daha çok ortaya çıktığını gözlemlemekte fayda vardır. Çocuklar hiçbir durumda korkularıyla ilgili olarak zorlanmamalıdır. Çocuğunuz hissettiği bu duygudan rahatsızlık duymamalı ve eleştirilmemelidir. Korku duygusunun doğal bir duygu olduğunu ve sizin onu anladığınızı hissetmelidir. Onunla daha rahat iletişim kurabileceğiniz, duygularını rahatça ifade edebileceği ortamlar yaratmaya çalışmak önemlidir. Anne-baba olarak siz de duygularınızı onunla paylaşarak ona model olabilirsiniz.
Kızım; Her İstediğini Yapmadığım İçin Beni İstemiyor...

Öncelikle çocuklar hangi yaşta olurlarsa olsunlar kurallara ve sınırlara ihtiyaç duyarlar. 2-4 yaş dönemi çocukların kurallara en çok karşı çıktıkları, direnç gösterdikleri, tutarsız isteklerde bulundukları dönemlerdir. Karşılarındaki kişiyi pes ettirene kadar çatışmaya devam edebilirler. Bu yaş döneminde yaşanılan inatlaşmalarla çocuklar hem kendi kurallarını, bağımsızlıklarını kabul ettirmeye çalışırlar hem de çevredeki sınırlamaların, ailenin kurallarının ne kadar geçerli ve tutarlı olduğunu test ederler. Çocuklar varlıklarını kabul ettirebilmek için istenilen ne olursa olsun karşı çıkar ve sadece kendi istediklerini yapacaklarını kanıtlamaya çalışırlar. Bu durum 2-4 yaş dönemi çocuklarında beklenilen normal bir gelişim sürecidir ve kişilik gelişimi açısından da oldukça önemlidir. Ancak, temel alışkanlıkların kazanıldığı okul öncesi dönem kurala uyum becerisinin geliştirilebilmesi için en uygun dönemdir. Çocuğun sınırları belirlenmediğinde, tüm istekleri yerine getirildiğinde, istediği an istediği her şeye ulaşabildiğinde bu durum onu hem doyumsuzluğa iter; hem de ileride en ufak bir reddedilme ile karşılaştığında da daha büyük tepkiler vermesine, daha büyük bir hayal kırıklığı yaşamasına neden olur. Ev ortamında kurallarla tanışan ve uyum gösterebilen bir çocuğun okula uyumu da daha kolay olur. Bu yaşlarda kazanılamayan disiplin ileride okul yaşamında daha ciddi problemlere sebebiyet verebilir.
Çocuklar, karşısında, kuralları uygulayan tutarlı bir anne baba görmekten hoşlanır; ancak böyle kendini güvende hissederler. Bu nedenle anne-babaların mutlaka önceden oturup konuşarak ortak karar verdikleri anlaşılır ve net kuralların olması gerekir. Nelere ‘evet’, nelere ‘hayır’ diyebileceğinizi, hangi durumlarda nasıl davranacağınızı önceden konuşmalı ve buna bağlı kalmaya çalışmalısınız. Eğer çocuk anne ve babasından farklı mesajlar alırsa, neyin uygun olduğu, neyin uygun olmadığı konusunda kararsızlık yaşayacak ve nasıl davranacağını bilemeyecek ve öğrenemeyecektir. Bu durumda sizi test edecek ve ona karşı direnemediğinizi gördüğünde sizinle baş edebileceğini düşünecektir. Bu nedenle; önce “hayır” dediğiniz bir şeye sonradan “evet” dememeye özen gösterin. İstediği şeyi şu an yapamayacağını söyleyin ve bunun nedenini mutlaka açıklayın. Bu durumdan dolayı onun gibi sizin de üzgün olduğunuzu belirtin. Bunu hissetmesi çok önemlidir. Bu tarz bir yaklaşım, yaşanılan çatışmalar sonucu bozulan anne-baba ve çocuk ilişkilerinin düzelmesine de yardımcı olacaktır. Ona “Beraber kitap okumak mı istersin yoksa resim yapmak mı ?” gibi yerine getirebileceğiniz alternatifler sunun ve birçok şeyi onun seçmesine izin verin. Bu durum onun size karşı daha ılımlı yaklaşmasını da sağlayacaktır. Böylece, çocuğunuz, artık onu kendi kararlarını veren bir birey olarak kabul ettiğinizi hissedecektir. Alternatif sunmak aynı zamanda kurallara uyumu da kolaylaştırır. Çocuğunuz kurallara uymadığında nelerle karşılaşabileceğini de bilmelidir. Ona, kurallara uymamanın, anne-babanın sözünü dinlememenin bazı sonuçları olduğu hatırlatılmalı ve çocuğunuz bu sonucu yaşayarak öğrenmelidir. Bir süre olumsuz tavırlarını göz ardı edip, olumlu bütün davranışlarını desteklemek ve ödüllendirmek de ona kendini iyi hissettirecektir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)